Böcek Dünyasına Hayran Kalsak da, Ev ilaçlaması şart!

Tüm böcek türleri başlı başına birer yaratılış harikasıdır. Fosil kayıtları, böcek ve haşerelerin en az 400 milyon yıldır varlıklarını sürdürdüklerini kanıtlamaktadır. Bu dönem boyunca, çeşitli felaketler yaşanmış, dünyadaki hayvan türlerinin büyük bir kısmı yok olmuştur. Bu olaylardan belki de hiç etkilenmeyen tek canlı böceklerdir. Sahip oldukları üstün yaratılış özellikleri vesilesiyle her türlü ortamda yayılmış ve çoğalmışlardır. Çölde, ormanda, göllerde, volkanlarda, sıcak sularda, buzullarda, günlük hayatımızda yaşam alanlarımız evlerimiz kısacası her yerde böceklere rastlamak mümkündür. Böcekler kendilerini savunabilecekleri farklı yeteneklerle sahiptirler. Kimisi çok hızlı ve çeviktir düşmanlarından kaçarak kurtulur, Kimisi yerinden kımıldayamaz ama sağlam zırhlarla kaplıdır, Kimisi kendisini yılana benzeten tırtıl gibi olağanüstü korkutma becerilerine sahiptir, Kimisi zehir püskürtür, Kimisi kaynar ısıda kimyasallar ile düşmanını yakar, Kimisi salgıladığı kötü koku sayesinde kurtulur.

Böceklerin gözleri insan gözlerinden oldukça farklıdır, bu canlılarda basit ve kompleks olmak üzere iki çeşit göz yapısı vardır, Basit gözler küçük ve yuvarlaktır. Sadece ışığı ve karanlığı ayırt edebilirler. Petek gözler ise hem daha kompleks hem de daha büyüktürler, bu gözler yüzlerce küçük parçacıktan oluşu, aslında her parça bir göz gibidir, çünkü her birinin beyine bağlı kendi özel merceği ve ışığa duyarlı hücreleri vardır. İnsan gözünün tek lensi vardır ve bu lens, etrafındaki kaslar sayesinde şekil değiştirerek uzağa ya da yakına odaklama yapabilir. Böceklerin gözlerindeki lenslerin şekli ise değişmez, bu yüzden odaklama yapamazlar. Ancak bu canlılar kendi ihtiyaçlarına yönelik görme yeteneğine sahiptir.

Arı, termit, karınca, örümcek tüm böcekler mimar gibi yuva yapımı ve tuzak kurma konusunda uzmandırlar, bazı haşere ve böceklerin yapıları mimarları kıskandıracak cinstendir. Böceklerin yuva yapmalarının amacı yumurtalarını korumak ve yavruların uygun bir ortamda büyümesini sağlamaktır.  Tropik ve ılık iklimlerde yaşayan kağıt arıları yuva yaparken ilginç bir yöntem kullanırlar. Kraliçe arı baharda uykudan kalkarak yuva yapmak için uygun bir yer arar. Yuvası açık olacağı için bunun şiddetli rüzgar alan ve güneşi fazla gören bir yerde yapılmaması gereklidir. Bu yüzden kağıt arısı yuvasını daha çok evlerin saçaklarına, çatılarına ya da ağaçların dallarına yapar. Kraliçe yuvayı bir tür kağıttan yapar, çenesiyle bir ağacı kazıyarak odun çıkarıp bunu çiğneyerek salya salgısıyla karıştırır ve böylece kendi kağıdını oluşturur. Önce bir damın ya da dalın altına yassı bir temel yapıp bundan çıkan kısa bir sopa, yuvanın ana bölümlerini yani küre biçimli kovanı oluşturan üreme hücrelerine takılır. 

Her bir böceğin dünyada oluş sebebi tesadüf değidir, uğur böceklerinin bizi yaprak bitleri ve zararlılarından kurtarması, kozmatikte kullanılan böcekler, sağlıkta kullanılan böcekler, açlık ve yoklukta besin olarak insan hayatını kurtaran böcekler, ekolojik dengede, bok böceğinin bile görevi vardır, etçil ve otçul hayvanların gübrelerini yer ve bunları top haline getirerek saklar. Bok böcekleri sert kabuklu böceklerdendir ve birçoğu parlak metalik renklerde ve 5–60 mm büyüklüğündedir. Bu böcek, küre imal edebilen tek böcektir 30 adet parmağa sahiptir. Ön ayaklarının yardımıyla diğer canlıların dışkılarından iri bir küre yapar, bu kürenin içine yumurtalarını aşılar ve küreyi başı hep doğuya dönük olarak, arka ayaklarıyla yuvasına itip gömer. Yirmi dört gün sonra yavruları belirmeye başlayınca, küreyi topraktan çıkarıp suya götürür. Küre suda eridiği zaman da yavrular serbest kalır.

Havada, karada, suda dünyanın her kıtasında böcek ve haşerelere rastlamaktayız ve ilginç özellikleri bizi hep şaşırtmıştır bir su örümceğinin bütün ömrünü su içinde geçirmesine rağmen Su içinde yaşar, avlanır ve ürer fakat bir su canlısı değildir. Yani sudaki oksijeni balıklar gibi alıp kullanamaz. Suda yaşayabilmek için çok ilginç bir yönteme başvurur. Örümceğin su dışına çıktıktan sonra tekrar ani suya dalışlarında irili ufaklı hava kabarcıkları ayaklarına ve vücudunun çeşitli yerlerine asılı kalır. En çok hava kabarcığı da karnının altında kalır ki örümcek bunu su altında hava çanı olarak milyonlarca yıldan beri kullanmaktadır. Bu çan havayla dolduktan sonra böcek haftalarca su yüzeyine çıkmaya ihtiyaç duymaz ve bu çanda depoladığı hava sayesinde su altında yaşar. 

Bu yazının sonunda böcekler bizim baş tacımız algısı yaratmak istemiyoruz, hepsi yuvasında, doğada, dalında güzeller, faydalı olan böceklerin yanı sıra salyası ve taşıdığı mikroplar yüzünden birçok hastalığı barındıran sağlığımızı tehtit eden haşere ve böcekleride yaşam alanlarımızda görmek istemediğimiz için yaşam alanlarımızı düzenli ilaçlatmamız ve geçiş giriş yollarını kapatmamız gerekiyor. Ev ilaçlaması yada apartman ilaçlaması gibi yaşam alanımızı istila eden hamamböceklerine karşı yapılan mücadelelerden sonra, bazen hamamböceklerinin çoğaldığı yönünde şikayetler duymuşunuzdur. Bunun sebebi alman hamamböceği denilen türün ki mutfaklarımızda en çok görülen hamam böceği türüdür. Zehirden etkilenip öleceğini anladıklarında yada strese girdiklerinde, kuyruk kısmından Hazırda beklettikleri yumurtalarını kapalı bir kese içinde ulaşamıyacağınız yerlere bırakmasıdır. Yumurta kesesine zarar vermeyen ilaçlar ve kesenin 15 gün içinde açılması, her keseden ortalama 150 böcek çıkması yüzünden ilaçlama sonrası böceklerinizin çoğaldığını söylersiniz. Bir böceğe karşı savaşta kullanılan bir ilaç böceğin duyarlı dokularına kadar ulaşır ve bunların içine girebilir. Çok düşük dozları bir türün bazı bireylerini kolaylıkla öldürebildiği halde, aynı ilacın yüksek dozları dahi aynı türün bazı bireylerini öldüremez. Çünkü böcekler salgı­ları, enzimleri, işe yaramayan yağ dokuları kalıntılarında zehirli bileşiği depolama, ilacın etkisini bozma veya kafi miktarda deriden ilacın geçmesine engel olma gibi özel metabolizma yani fizyolojik faaliyetleri ile ilaçların zehir etikisinden korunmuş ve bu etkiyi azaltmış olarak dayanıklı hale gelirler. 

Ev ilaçlaması yada böcek ilaçlaması haşere ile mücadele aslında basit bir konu değildir. Önce mevcut böcek türüne göre ilaçlama ve uygulama yapılabilmesi için keşif yapılmalıdır. Bu nedenlerden dolayı söz konusu olan bu zararlılarla etkin bir mücadele Bu canlıların biyolojilerini, davranış biçimlerini ve üreme-yaşam döngülerini çok iyi bilmekle gerçekleşebilmektedir. Bugün hemen hemen izmir haşere ilaçlama konusunda her semtin ortak sorunları olduğu gibi, sahil şeridindeki yapılanmalar ile örneğin karşıyaka, bayraklı, mavişehir, konak, güzelyalı, alsancak, narlıdere, urla, foça, vs gibi yerlerde hamamböceğine daha çok rastlamaktayız. Dağlık yada kırsal yada daha iç kısımlarda kalan yerlerde de yılın 12 ayı her tür zararlıya rastlamaktayız. Elbette günümüzde ucuz olsun ekonomik olsun algısı her şey de olduğu gibi maalesef sağlık sektörlerinde de var. Salyası yada bacaklarıyla taşıdığı Hastalık yayan bu böcekler ile mücadelede kaliteye önem vermeniz dileği ile.

Okunma 7051 defa